26 Şubat 2015 Perşembe

SEDA'NIN MUTFAĞINDAN

18 Şubattan bu yana birçok kez diyeti bozdum ama uzun sürdürmedim. Buna diyet demek istemiyorum demiştim sanırım daha önce de... Öyle deyince çok katı bir anlam çıkıyor bence.

Yani beslenme şeklimi yaşam şeline dönüştürmek istiyorum, o yüzden de biraz ağırdan aldığım doğrudur. Günlerce sabredip sabredip ''of aman canıma tak etti, hepsinden hepsinde yemek istiyorum'' moduna girip ona buna patlayana dek saldırmaktansa, ki bu ''kör diyetler'' yapanların çok iyi bildiği bir durumdur, arada canım birşey yemek istediğinde kırmadım cancağızımı, yedim bi zahmet!

Neler mi yaptım, geçtiğimiz hafta sonu hep izlemek istediğimiz bir diziyi bütün sezonlarını indirerek ev de sinema günleri olarak geçirdik, zaten hava aşırı soğuk olduğundan dışarı falan da çıkmadık. Ekranın karşısında kurduk kahvaltı soframızı ve bütün gün bu sofrada ne varsa onu yedik, mesela 1 dilim ekmek yedim, tahinli pekmez de, tereyağını ekmeğime sürüp üstüne balla beraber...Tabi peynirdi, yumurtaydı, her zamanki gibi vardı, yeşillik, ne yazıkkı hormonlu falan filan ama yine de domates, bol miktarda çay, çayıma şeker atmıyorum ama canım çok isterse yarım Stevya tableti koyuyorum bazen o bile aşırı tatlı geliyor ama tatlı isteğimi dengeliyor kim ne derse desin...

Ayrıca Perşembe akşamı evdeki marmelattlardan birkaç çay kaşığı kadar tatdım seansı yaptım.Cuma akşamı yarım paket Oreo bisküvi yedim yani 5 tane kalanını da ertesi gün sabah bitirdim.

Hafta sonu Pazar günü elektrikler esilince ve aynı anda güneş yüzünü gösterince çıkıp yürüyüş de yaptık, iyi oldu ben de biraz hareket etmiş oldum bir de temiz hava cabası...

Bu arada tabi bu halihazırda Cumadan başlayan kaçamak olayı sebebiyle ve tabiki kilo almışımdır korkusu ile Pazartesi sabahına dek tartılmadım. Sonra hadi artık toparlanayım deyip durumla yüzleşmeye karar vedim, tartıya çıktım bi de ne göreyim 78,5 kg. yani bıraktığım yerdeyim hala, ammaan bi mutlu oldum bi mutlu oldum demekki o kadar da abartmamış aşııya kaçmamışım, ne diyeyim..

Dukan Pazartesi ve Perşembe protein günlerini yapıyorum, bu günlerde hiç sebze yememek gerekiyor ama akşam yemeğinde salata yediğimi de bilirim. Ayrıca hiç bir ürünü ''diyet'' ya da light'' olarak kullanmıyorum. Aa bi dk, sadece kola'da tercihim Kola Zero o kadar.

Zeytinyağı, tereyağı abarmadan kullanıyorum ayrıca çok severim ikisini de... Hemen hemen hergün yumurta yiyorum Karatay usulü pişirmeye gayret ederekten.

Ben meyveyi hazırda tabakta önüme gelirse ancak yiyeylerdenim. O yüzden meyve çok sık tüketmiyorum. Meyveyi sadece haftanın kalan 5 gününde varsa o da 1-2 gün belki, evde küçük bir elma olarak değerlendirdim şimdiye kadar. Aslında kuru kayısı ve ceviz pek severim ama şimdilik eve almadım.

Canım tatlı çektiğinde kaynar süte 1 tane tarçın çubuk ve 1 tatlı kaşığı türk kahvesi karıştırıp içiyorum bazen de Stevya koyuyorum tat versin diye... Bu kavveli süt çocukluğumun tatlarından annemim hatırası gibi o yüzden bana verdiği doygunluk sadece fiziksel değil manen de bir tatmin yaratıyor..

Dün biraz dışarda işlerim vardı biraz da yürüdüm. Ondan önceki iki akşam da cross bisikletinde 15'er dk en düşük ayarda egzersiz yaptım, sonuç bu gün sabah tartıda 78,3 kg.'ı gördüm.Hareket etmenin gücü, bunu sakın küçümsemeyin. Dizlerim ve ayağımdaki ağrılardan hem yürüyüşü hem de cross'u dikkatli ve abartmadan yapıyorum. Umarım hem ayaklarım hem de dizlerim zamanla taşıdıkları yük azaldıkça çok daha iyi olacaklar.

Bugünlük bu kadar sadece son bir haberim var; nihayet kendi yemek blogumu açtım. Yazacağım yüzlerce tarif var, yüzlerce fotoğraf var.. Şimdiden  5 tanesini yazıp yayınladım bile, merak edenler için adresi:

http://sedaninmutfagindan.blogspot.com.tr/

Artık Seda'nın Mutfağından çıkan yamileri bu adresten takip edebilirsiniz :)

Bu karakalem resmi birkaç sene önce Yemek blog'um için hazırlamıştım. Nihayet kullanıyor olmaktan çok mutluyum. Ben ve yadımcı şef, kedim DUDE mutfaktayız :)




Hiç yorum yok: